Isparta'nın Yalvaç ilçesindeki Pisidia Antiokheia Antik Kenti'nde yürütülen kazılarda, M.S. 4. yüzyıla ait etkileyici bir taş muska gün yüzüne çıkarıldı. Bir tarafında yengeç figürü, diğer tarafında ise hasta bir kız çocuğu ve ailesinin isimlerinin yer aldığı muska, antik çağ tıp tarihine ışık tutuyor. Kazı Başkanı Prof. Dr. Mehmet Özhanlı, bu buluntunun önemini vurgularken, antik hekim Galen'in kanser tanımlamasına benzerliğine dikkat çekti.
Antik Kent Pisidia Antiokheia'nın Önemi
Akdeniz, Ege ve İç Anadolu bölgelerinin kesiştiği Göller Yöresi'ndeki Pisidia Antiokheia, Roma ve Bizans dönemlerine ait kalıntılarıyla dikkat çekiyor. Stratejik konumu nedeniyle Helenistik dönemden Roma İmparatorluğu dönemine kadar büyük önem taşıyan kentte, surlar, ana giriş kapısı, su kemerleri, Nympheum, Hamam, Palestra gibi yapıların kalıntıları bulunuyor. Tiyatro, Tiberius Alanı, Propylon ve Augustus Tapınağı da kentin önemli yapılarından. Ayrıca, bir Bizans kilisesi ve bir bazilika kalıntısı da kazılarda ortaya çıkarıldı. Kent, Aziz Paulus'un ziyaret ettiği ve Hristiyanlığı yaydığı yerler arasında yer alması nedeniyle de dini turizm için önemli bir merkez.
St. Paul Kilisesi ve Hac Merkezleri
1920-1924 yıllarında Amerikalıların yaptığı kazıların ardından, 1980'lerden itibaren Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın desteğiyle devam eden kazılar, antik kentin zengin tarihini gün yüzüne çıkarmaya devam ediyor. Hamam-Bazilika yapısı, Tiyatro, Nympheum, batı kapısı ve civarı, Decumanus Maximanus, Cordo Maximanus caddeleri ve St. Paul Kilisesi'nde yapılan kazılar sonucu birçok eser ortaya çıkarıldı. Aziz Paulus'un Hristiyanlığı yaydığı yerlerden biri olan St. Paul Kilisesi, önemli bir hac merkezi olarak kabul ediliyor ve birçok ziyaretçiyi buraya çekiyor.
Değerli Taş Muska ve Kanser Tanımı
Prof. Dr. Mehmet Özhanlı, bu yılki kazılarda bulunan taş muskanın önemine değinerek, bir yüzünde yengeç figürü, diğer yüzünde ise hasta kızın ve ailesinin isimlerinin bulunduğunu belirtti. Galen'in kanser tanımlamasıyla muskadaki yengeç figürünün benzerliğinin dikkat çekici olduğunu vurgulayan Özhanlı, M.S. 4. yüzyılda kanser hastalığının bu şekilde tanımlanmasının ilginç bir bulgu olduğunu ifade etti. Kazı çalışmalarının 100'e yakın personel ile devam ettiğini ve İç Anadolu'dan Ege ve Akdeniz'e geçiş noktasındaki stratejik konumuyla Pisidia Antiokheia'nın öneminin her geçen gün daha da anlaşıldığını dile getirdi.